him-loader

Datça Mesudiye Gezisi No:3

Paylaş:

Atıl Köy Okulları Projesi kapsamında 2014 yılından itibaren çalıştığımız Datça Mesudiye köyüne üçüncü ziyaretimizi 16-17 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirdik. Bu ziyarette 7 Mart 2015 günü 17 üniversite öğrencisinin katılımı ile Arup’un İstanbul ofisinde gerçekleştirdiğimiz ‘Mesudiye Bir Gün’ tasarım atölyesinde üretilen fikirleri Mesudiyelilerle birlikte tartışma fırsatı bulduk. Derneğimizden Merve Gül Özokcu, Serkan Kurt ve Emre Gündoğdu’nun yanısıra atölye katılımcılarından Afif Eymen Nalbant ve aynı zamanda Mesudiyeli de olan Gizem Çetin ziyareti gerçekleştiren ekipte yer aldı.

Mesudiye’ye vardığımızda okul binasına giderek tasarım atölyesinde yer alan 3 grubun üretimlerini pafta halinde okulun giriş koridoruna astık. Atölyeden çıkan fikirleri bu paftalar üzerinden ve okul içi ile bahçede bizzat yerinde gözlemleyerek paylaşıp, Mesudiyelilerin geri dönüşlerini aldık. Bu paftaların yanı sıra, konuyla ilgili daha fazla kişinin haberdar olması hedefiyle, projenin başlangıcından bu yana gerçekleştirilen çalışmaları derlediğimiz ‘Mesudiye’nin Sesi’ adlı gazeteyi de hem okula astık hem de köy içerisinde çeşitli noktalara dağıttık. ‘Mesudiye’nin Sesi’ne bu adresten ulaşabilirsiniz.

2 gün boyunca okulda ve köy kahvesinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda tasarım açısından ön plana çıkan yaklaşım, mevcut yapıdaki sağlam yapı elemanlarını korumak, onarılabilir durumda olanları onarmak ve sadece kullanılamayacak durumda olan yapı elemanlarını baştan üretmek oldu. Müdahaleler yoluyla büyük ölçüde yeni yapı elemanları üretimini içerecek bir yaklaşımdansa, yapının fiziksel iyileştirme gerekliliklerini dikkate alan, yapının mevcut haline korurken yeni yaratıcı dokunuşları da önemseyen bir anlayışın Atıl Köy Okulları Projesi’nin genel felsefesi ile de örtüşeceğini düşünmekteyiz. Okulun 2 adet lojman ve bir eğitim bölümünden oluşan mevcut 3 parçalı yapısını birleştirecek ve aynı anda farklı etkinliklere olanak verebilecek şekilde plan düzenlemesi yapılması ise üstünde uzlaşılan bir diğer konu oldu.

Yapıda gerçekleşecek faaliyetleri besleyecek ve sahiplenmeyi artıracak önemli bir unsur olarak okul bahçesinde düzenlemeler yapılması fikri üzerine de 2 gün boyunca birçok konuşma gerçekleştirildi. Bu konuşmalarda okul bahçesinin güneybatı köşesinde yer alan ve şu anda çatı ve doğramaları bulunmayan yığma taş eski okul binasının temizlenerek bir açık hava mekanına dönüşmesi, isteyen herkesin kullanımına açık olacak ve köyde bulunan geleneksel biçimleri dikkate alacak bir fırın inşası, okul bahçesiyle 1.5 metre aşağısındaki zeytin ve badem ağaçlarının bulunduğu alt bahçe ile arasında bir bağlantı yapılması, alt bahçedeki toprağın küçük ölçekli tarımsal denemeler için değerlendirilmesi düşünceleri ön plana çıktı.

Bahardan yaza geçişi hissettiğimiz bu iki güzel günden sonra İstanbul’a geri döndük. Önümüzdeki günlerde konuşulan fikirlerin ışığında tasarım atölyesi katılımcıları ile beraber kısa bir sürede projeyi bitirip destek arayışına başlamayı hedefliyoruz. Okulda yapılacak yenileme çalışmalarına ise yaz aylarında, okul yapılarının (eski okulu da dahil ederek) temizlenmesi ve alt bahçe ile okul bahçesini birleştirip düzenleyecek bir peyzaj atölyesi ile başlamayı planlamaktayız. Bu atölyenin takvimi ve içeriği ile ilgili bilgilendirmeyi yakın zamanda sosyal medya hesaplarımızdan paylaşacağız.

Her ziyaretimizde bizi çok sıcak şekilde ağırlayan Mesudiyelilere tekrar çok teşekkür ederiz.